16 Eylül 2014 Salı

Pornoyu Bırakırken Yapılabillecek En Büyük 3 Hata!

2 yorum
1. Hata: Pornoyu Kötü Hissetmekten Kurtulmak İçin Kullanmak

Bu hatanın farkında olmayanlar pornoyu bırakmakta çok zorlanacaklar.
Genelde şöyle olur:
İşte ya da okulda çok stresli bir gün geçirmişsindir. Kıçını sıkıp gün boyu çalışmaktasındır ve gelecek günlerin de bundan farkı olmayacaktır. Bedeninde acı duyarsın. Zihnin yorulmuştur. Rahatlamak ve iyi hissetmek istemektesin. Peki ne yapacaksın? Porno izleyeceksin.
Eğlenmek için gece arkadaşlarla dışarı çıktın. Hoşlandığın bir kız var ortamda, konuşmaya çalıştın, ama seni umursamadı. Çıktığın arkadaşlarından birisi kızı espirileriyle kahkahaya boğuyor. Kıskandın. "S*ktiret boşver" dedin ve ortamdaki diğer hatunlara yazmaya başladın. Hepsi de seni reddetti. Hatta bir tanesi sana "üff kaybol!" bile dedi. Kendini inanılmaz hayal kırıklığına uğramış halde eve attın. Ruh halin berbat. Benim hiç güzel bir kız arkadaşım olmayacak mı diye kendine soruyorsun. Geçici olarak depresyona girdin. Bu da sana acı veriyor. Bu hislerden kaçmak istiyorsun. Peki ne yapacaksın? Porno izleyeceksin.
Evde acayip sıkıldın. Tembellik bünyeni ele geçirdi. Hiçbir şey yapmak istemiyorsun, film izlemek bile sıkıcı geliyor. Sıkıldın, sıkıldın ve daha çok sıkıldın. Kim sıkılmak ister? Kimse. Zaman geçmiyor. Hiçbir şeyin tadı yok. Facebook'a girdin ve ilginç bir şey de bulamadın. Favori forumlarına girdin ve kimse senin postlarına yanıt vermemiş. Yapacak hiçbir şey yok. Artık huzursuzlanmaya başladın, patlayacaksın. Peki ne yapacaksın? Porno izleyeceksin.
Lütfen, yapma şunu.

Her acı ve sıkıntı hissedişini pornoyla gidermekten vazgeçmelisin.
Hayatın gerçeklerinden kaçmaktır bu.
Stres, depresyon, hüsran, akşamdan kalmak, sıkılmak, yaralanmalar, fiziksel acı, anksiyete, utanma. Bunlar nedir biliyor musun? Bunlara ne dediklerini biliyor musun?
Buna HAYAT derler.
Hayattan kaçma. Gerçekten kaçma.
Bunu yaptığımız sürece mutlu olamayız.
Bu yaptığına kaçınmak denir. Acıdan kaçmak. Sıkıntıdan kaçmak.
Tüm kötü hisler geçicidir. Sıkıntı, stres, akşamdan kalmak, kötü hissetmek. Hepsi geçer.
Pornoya sığınmaya devam edip acıdan, sıkıntıdan kaçtığımız sürece insan olarak asla olgunlaşamaz, gerçek birer erkek haline gelemeyiz.

Bu döngüyü kırmamız gerekiyor. En azından bunu denememiz.
Öbür türlü hayatta işler zorlaşınca ne yapacaksın? Odana mı saklanacaksın? Depresyona mı gireceksin?
Kızlara yazarken zihninde oluşacak anksiyete ve sinirlilikle yüzleştiğinde ne yapacaksın? Kaçacak mısın? Bahaneler mi uyduracaksın?
Trafik iki saattir sıkışıksa ve açlıktan ölüyorsan ne yapacaksın? Şikayet edip duracak mısın? Kornaya mı yapışacaksın?
Kilo vermenin sandığın kadar kolay bir şey olmadığını farkettiğinde ne yapacaksın? Pes mi edeceksin? Abur cuburla mı şişeceksin?
Pornoyu bir ağrı kesici olarak kullanmaktan vazgeçmeliyiz.
Gerçekle yüzleşmeliyiz, ondan kaçmamalıyız.
Burada ne demek istediğimi lütfen kavrayın. Eğer kavrarsanız pornoyu her kaçış olarak kullanmak istediğinizde bunun farkına varabileceksiniz.
2. Hata: Her Nüksettiğinde Kendine Kötü Davranmak
Tamam, porno sizde "nüksetti".
Sakin olun. Nefes alın.
Dramayı bırakın. "Bundan bıktım artık" demekten vazgeçin.
Sinirlenmeyin. Kendinizi suçlamayın.
Bunun size hiç faydası olmaz.
Ben bu hatayı geçmişte pek çok defa yaptım.
Günlüklerime bakın. Kronik bir şekilde sürekli "başa dönmüşüm."
Genelde şöyle olur:
Erkekte porno nükseder ve pornoya mastürbasyon yapar. Artık dayanamamıştır ve bir saat boyunca uzun bir porno seansına girer. İşi bitince, kendisini berbat hisseder. Foruma gelir ve günlüğüne şunları yazar.
"Ben ne korkak tavuğun tekiyim"
"Pes ettiğime inanamıyorum, bunu gerçekten yenebilecek miyim?"
"Yeter artık bıktım bu boktan"
"Hayatım karman çorman"
Bazen kızgınlık hisseder. Bazen suçluluk. Bazen kötü hisseder. Her nüksetmeyi çok ciddiye alır ve kendisini sürekli kötü hisseder. Sonra kendini suçlu hissetmemek için 1. Hatayı tekrarlar, ama bu yaptığı kendisine daha kötü hisler olarak döner. Böylece tamamen tükenene kadar alem yapar. Sonra bir daha pornoyu bırakmayı dener, ama hatasının hala farkına varmamıştır. Bir kaç gün sonra tekrar nükseder, sonra yine kendisini kötü hisseder, bu zincirden bir türlü kurtulamaz.
Dinleyin, bir dahaki nüksetmenizde, kendinize kötü davranmayın. Sakin olun. "Takviminizi" açın (bence herkesin böyle bir tane olmalı) ve o güne bir çarpı koyun. Sonra piste çabucak geri dönün. Aleminizi mümkün olduğunca kısa tutun. Her porno izlediğinizde başlangıç çizgisine dönmezsiniz.
Forumda pornosuz kaç gün devam edebileceğinizle başarınızın ölçüldüğü, aslında size zarar veren bir inanış var.
Evet Hall of Fame var, evet, ama bu sadece insanları cesaretlendirmenin bir yolu. Sizin başarılı olup olmadığınızın bir ölçütü değil.
Lütfen anlayın. Sağduyumuzla hareket etmeliyiz.
Diyelim ki bir adam her gün porno izlerken artık ayda sadece 3-4 defa izliyorsa, o zaten başarılı olmuştur.
Neden bu kişiye her nüksettiğinde kendisine böylesine kötü hissettirelim ki? Bunun hiçbir anlamı yok. O artık dünyada porno bağımlısı milyonlarca erkeğin önünde değil mi?
Sadece yapması gereken aylık nüksetmelerinin sayısını azaltmaya uğraş vermek. Bu yüzden bence bir takvim kullanmak elzem. Bu ona ne kadar mesafe katettiğine dair bir perspektif sunacaktır.
Zaman geçtikçe "kovalamaca etkisinin" (boşaldıktan kısa bir süre sonra tatminsizlik ve tekrar etme isteği) gücü kaybolacaktır. Nüksettikten sonra piste dönmek gitgide daha kolay hale gelecektir.
Hall of Fame'ye belki girer, belki de giremez ama bunun bir önemi yoktur. Artık bağımlılığı onun üzerindeki kontrolünü kaybetmiştir.
İşte, dostlarım, bu gerçek başarıdır.
Bu foruma üye olup da konularımı takip ederek pornodan vazgeçmeye çalışmanız bile kendinizle gurur duymanız ve suçlu hissetmekten vazgeçmeniz için yeterli sebeplerdir.
3. Hata: Porno İZLEMEMEYE Çok Odaklanmak

Tahmin edin ne olur?
Porno izlememek hakkında sürekli düşünüyorsanız, aslında pornoyu düşünüyorsunuzdur.
Porno aklınızda olduğu sürece, devam etmekte çok sorun yaşayacaksınız.
Doğru yaklaşım bunu unutmaktır.

Hangi günde olduğunuzu takıntı yapmayı bırakın.
Günlüğüze "Pornoyu bırakmak çok zor, güdüler çok güçlü!" yazmaktan vazgeçin.
Bu forumda da çok takılmayın.
Pornoyu unutun gitsin. Bunu artık hayatınızda bir seçenek olarak görmeyin.
Önemli şeylere odaklanın. Ailenize, hayallerinize, sağlığınıza, kariyerinize.
Kibarca gülümseyin ve aklınıza başka şeyler getirin.
Porno izlemek bir seçenek değildir. Artık o hayatınızın bir parçası değil.
Geçmişte kalan bir şey.


Ergen Beyni Porno Kullanımı

2 yorum

Ergen Beyni





Bu sunum yüksek hızlı internet pornosuyla büyüyen genç beyinlerdeki bazı farklılıkların araştırılmasına yöneliktir. Haydi sizlerle günümüzdeki genç porno kullanıcılarının bazılarında görülen en fenomen değişiklikle başlayalım - PORNO KULLANIMINA BAĞLI EREKSİYON BOZUKLUĞU

Bir kaç yıl önce pek çok farklı forumda, erkekler kronik ve açıklaması olmayan ereksiyon bozuklukları hakkında şikayet etmeye başladılar. Bunların hepsi aşırı porno kullanıcısıydı. İlginç olanı, problemlerinin kaynağının internet pornosu olduğunun anlaşılmasıydı. Bunu neden söylüyorum?

Çünkü bu kişiler genel olarak pornodan, porno fantezisinden, çok az ya da hiç mastürbasyon ve orgazm ile iyileşme gösterdiler. Bu sürece “yeniden başlatmak” adını veriyorlar.

2011 yılının Şubat ayında, üroloji profesörü Carlo Foresta İtalya’da aynı fenomeni farketti. Geniş çaplı araştırmasının sonuçlarını basında şöyle değerlendiriyordu:“Süreç porno sitelerine olan tepkilerin azalmasıyla başlıyor. Sonra genel libido seviyesinde bir düşüş yaşanıyor, ve son olarak ereksiyon sağlamak imkansız hale geliyor.”

Daha yakın bir zamanda, ABD’deki popüler bir sağlık şovu olan Dr. Oz’de Porno ile ilintili ereksiyon bozuklukları üzerine bir program yapıldı. Ürolog Andrew Kramer ereksiyon fonksiyonların sadece bir ay ya da daha kısa bir süre boyunca pornoya mastürbasyon yapılmaması suretiyle geçeceğini tavsiye etti. Fakat, porno ilintili ereksiyon bozukluğu fenomeni hızlı bir şekilde değişim gösterdi. 

Bu problemden ilk şikayet edenler tipik bilgisayar dahileri ya da bilişim teknolojileri uzmanlarıydı. Bu kişilerin yüksek hızlı pornoya diğerlerinden daha önce erişimi mümkündü ve bu insanlar karakteristik olmayan geç boşalma ya da seks sırasında ereksiyon bozukluğu geliştirdiler. Bazılarında porno kullanırken bile ereksiyon bozukluğu vardı. Çoğu 20’li yaşlarının sonlarında ya da daha yaşlıydı.

Kısa zaman içinde pornoyla ilintili ereksiyon bozukluğu ile alakalı iki beklenmedik trende rastladık:

Birincisi - Çoğu yirmili yaşların başlarında olan ya da ergenliğin sonunda pek çok genç aynı cinsel problemlerden muzdarip oldular. Aniden, erkeklerin porno ile ilintili cinsel problemlerinden şikayet ettiği internet sayfalarının ziyaretçi kitlelerinin çoğunluğunu oluşturdular. İkincisi - Yaşı ileri olanların aksine, iki ay ya da daha azından ziyade genç kullanıcıların porno ile ilintili ereksiyon bozukluğundan kurtulması için 3-6 ay, hatta 9 ay ya da daha fazlasına ihtiyaçları olduğu ortaya açıktı.

Bir diğer fark: Yaşı ileri olan erkekler ereksiyonları geri geldikten sonra tamamen iyileşmiş oluyorlardı. Genç erkekler ise ereksiyonları döndükten sonra bile ilerleme kaydetmeye devam ettiler.

Bu da bizleri malum soruya yöneltti - Nasıl oluyor da 50 yaşındaki bir erkek, 23 yaşındaki bir erkekden çok daha hızlı ve kalıcı olarak iyileşebiliyordu?

Özellikle 50 yaşındaki erkek...

1) 23 yaşındaki erkekten çok daha fazla porno kullanmışken - kimi zaman 30 yıl ya da daha fazla yıl

2) daha az testosterona sahipken.

3) daha az dopamine sahipken. Beyindeki dopamin ereksiyonları sağlar ve libidoyu kontrol eder.

4) sahip olduğu herşey daha eskiyken. Cinsel organlardan tutun da sinir hücrelerine kadar...

5) bu gerçekten garip görünebilir fakat yaşlı erkekler yeniden başlatmaları sırasında ara ara orgazm olduklarında çoğu genç erkeğin aksine orgazm olmaları onları aynı şekilde geriye itmezken.

Peki... neden 50 yaşındaki bir erkek çok daha hızlı ve kalıcı şekilde iyileşir? GENÇ erkek ergenliğini cinsel tepkimelerini yüksek hızlı internet pornosuna bağlarken 50 yaşındaki erkek bunu yapmamıştır. Bunu kolaylıkla şekillenebilen ergen beyninin günümüzün yüksek hızlı internet pornosuna koşullanmasının doğal bir sonucu olarak düşünün.

Aslında, bu sunum tamamen ereksiyon bozukluğu ile alakalı değil. Cinsel koşullanma ile alakalı.

Ancak, genç erkeklerde daha önce eşine rastlanmamış ölçüde ereksiyon bozukluğuna rastlanması İnternet pornosunun cinselliği güçlü bir şekilde koşullandırabildiğinin kanıtıdır.

Pornoyla ilintili ereksiyon bozukluğundan kolaylıkla ve çabucak kurtulan 50 yaşındaki örneğimizi ele alalım. Acaba onun cinsel uyarıları ne ile bağlanmıştı?

Ergen mastürbasyonu kariyerine BİR KATALOGLA, BİR TV YILDIZIYLA, ya da BİR MAGAZİN ile başlamıştı, o da bulebilirse... En OLASI senaryo, hayal gücünü kullanmıştı. Belki de okuldaki kızların hayalini kurmuştu.

12, 13, 14 yaşlarındaysanız, ve daha önce cinsel bir tecrübeniz yoksa, mastürbasyon yaparken ne hayal edebilirsiniz ki?

Eğer 70’lerde büyüdüyseniz, belki de bu fantezi sınıftaki bir kızı öpmek olabilir. Ya da bir kızın size dokunması... Kim bilir belki Farrah Fawcett’i hissetmeye çalışıyordunuz. Yaşınıza gayet uygun bir şekilde.

Günümüzde, 13 yaşındaki birisinin HAYAL GÜCÜ, insanların ürettiği onca çılgın HARD CORE AKIŞ VİDEOLARI(7 tıklama ile ulaşılabilen) ile yer değiştirdi. Bu materyallerin hiç birisi o yaşa uygun değil - belki de hiçbir yaşa uygun değil. Üstelik bu materyallerin çok azı gerçek cinsel birleşmeyi esas alıyor. Gerçek insanlara cinsel uyarıları bağlamak yerine, günümüz ergenleri çoğu zaman ekran başında. Beyninin cinsel döngülerini bağladığı şeyler ise....

Odasında YALNIZ OLMAKRONTGENCİLİK - katılmak yerineSÜREKLİ ARAMAK & PEŞİNDE KOŞMAK - sonraki şey için, ve bir sonraki şey içinBİRDEN FAZLA SEKME - belki 10, 20 sekme - her birisinde 3 dakikalik HD videolar varŞOK & ŞAŞIRMA - gençlerin nasıl da hiçbir şeyden heyecan duymadıklarını biliyoruzHER BİR OTURUMDA BİRDEN FAZLA PORNO YILDIZI - ya da her videoda!FETİŞLER - hayal edilebilen ve edilemeyen her türü

Bu tıpkı futbol oynamayı öğrenmek için basket potasında şut çalışmaya benziyor.Fakat burada yanlış spora antrenman yapmaktan daha fazlası var. Porno kullanımı bu gençlerin gerçekten öğrenmek istedikleri sporun yerini alıyor.

Alttaki alıntı, 23 yaşındaki ve 50 yaşındaki örneklerimizin arasındaki farklı ortaya koyuyor - cinsel koşullanma

“25 yaşındayım fakat yüksek hızlı internete erişimim vardı ve 12 yaşından beri porno videoları izliyorum. Cinsel deneyimim çok az ve yaptığım cinsel deneyimler de tamamen hayal kırıklığıydı - ereksiyon yok. 5 aydır bırakmaya çalışıyorum ve sonunda başardım.Farkettim ki cinsel arzularım derinlemesine şekilde bilgisayar ekranına bağlanana kadar koşullanmışım. Kadınlar cam monitörün ardında iki boyutlu olmadığı sürece beni etkilemiyor.”

Şimdi, 50 yaşındaki ve 23 yaşındaki örneklerimizde ortak olan yönlere bakalım.

Tıpkı söylediğim gibi, dopamin, libido ve ereksiyonların faaliyet göstermesinde ana etken. Hem yaşlı hem de genç örneğimizde, pornoyla ilintili ereksiyon bozukluğu azalan dopamin sinyalleriyle alakalı. Yani, daha az dopamin salgılanıyor, ve daha az dopamin reseptörü var. Buna uyuşma diyoruz. Azalan dopamin sinyalleri, ya da uyuşma, bağımlılık tarafından oluşan pek çok beyin değişikliğinden birisidir.

Mor patika ödül döngüsünün basitleştirilmiş bir temsilidir. Uyuşma ve diğer pek çok bağımlılık beynin bu bölgesinde olur. Bu eski döngü tüm memelilerde mevcuttur. Amacı hayatta kalışımıza katkısı olacak davranışları tekrar ettirmek, ya da genlerimizin hayatta kalmasını - tıpkı yemek yemekte olduğu gibi, seks yapmak buna bir örnek. Bu döngü işlevini dopaminin yardımıyla gerçekleştirir.

Dopaminin ereksiyonları nasıl harekete geçirdiğine bakalım. Cinsel olarak uyarıldığınızda, kırmızı nokta - ödül döngüsünün kalbi - harekete geçer ve hipotalamusa (mavi nokta) dopamin sinyalleri gönderir. Hipotalamus’un “ereksiyon merkezleri” sinyalleri penisin belkemiğine bağlı kısmına yollar. Böylece ereksiyon gerçekleir ve devam ettirilir. Kilit nokta şurasıdır: eğer dopamin sinyalleri normalin çok altındaysa, ya kırmızı noktada(nucleus accumbens) ya da hipotalamusta mesaj zayıftır. Ereksiyonlar da öyledir.

Yeni bir İtalyan araştırması bu hipotezi desteklemektedir. Bilim insanları ereksiyon bozukluğu yaşayan iki erkek grubunu karşılaştırmıştır.

1. Fiziksel sebeplerden sorunu olan erkekler2. Fiziksel sorun görünmeyen erkekler

Fiziksel sorun görünmeyen erkek grubunun daha az gri maddesi bulundu - bunun anlamı daha az sinir ucu bağlantısı demektir. Tahmin edin beynin hangi bölgeleri etkilenmiş?

* Ödül merkezi - Kırmızı renkte* Hipotalamus - Mavi renkte

Daha az gri madde daha az dopamin sinyali anlamına gelir ve buna uyuşma denir. Pornoyla ilintili cinsel problemlerin baş sorumlularındandır. Sadece uyuşmanın kendisi pornoyla ilintili ereksiyon bozukluğunda faktör olsaydı, genç erkekler yaşlı erkeklere göre çok daha hızlı iyileşirdir. Yani diğer faktöre geri dönüyoruz - ergenlik döneminde doğal olarak gerçekleşen cinsel koşullanma - beyin üreme hakkındaki tüm bilgilerle bu dönemde dolar... Bu sunum da aslen bununla alakalıdır. Yani beyinlerle, penislerle alakalı değil, bu da demektir ki...

Beyine geri dönersek - cinsel koşullanmanın nörobiyolojisi kritik bir detayın etrafında şekilleniyor: aynı anda harekete geçen beyin hücreleri birbirine bağlanırlar.

Ergen beyni için bunun anlamı, ödül döngüsünde deneyimlenen heyecanı çevrede buna neden olan herhangi  bir şeye bağlamaktır.

O halde şunu sormalıyız, “Beynin gelişimindeki bu KRİTİK AŞAMADA - evrimsel olarak yeni bir cinsel uyarıcı olan internet pornosunun etkisi nedir?”

“Kritik” diyorum, çünkü araştırmalar genç memelilerde şartlamanın şaşırtıcı şekilde kolay olduğunu gösteriyor.

Bunun yanında günümüzdeki pek çok genç porno kullanıcısının deneyimi bu araştırmayı doğrulamakta. Jim Pfaus’un cinsel şartlama hakkındaki görüşlerinde naklettiği şu araştırmayı göz önüne alın:  Who, What, Where, When (and Maybe Even Why)? How the Experience of Sexual Reward Connects Sexual Desire, Preference, and Performance”

Bu deneye “YANİ bu şekilde mi yapıyorsun?” adını taktım. Bilim adamları bir erkeğe hevesli bir DİŞİ sunarlar ve ardından, bir dakika sonra, dişiyi kafesten birden ÇEKERLER. Yeterince tekrar sonucu, bu koşullanmış genç erkek normalden çok daha hızlı boşalmaya başlar.

Küresel düşündüğümüzde erken boşalanlar nasıl davranıyorlardı? Neden erken boşalmaya devam ettiler? Buradaki kilit nokta - ERKEN CİNSEL koşullanma koşullar değiştiğinde de aynı kalmaya devam etti.

Peki seksi normal hızlarda öğrenen deneyimli erkeklerde aynı cinsel koşullanma nasıl bir etki yaptı? Elbette - onlar da erken boşalmayı öğrendiler, ama bu GEÇİCİYDİ. Dişilere kesintisiz erişim sağladıklarında, deneyimli erkekler normal eşleşme alışkanlıklarına döndüler.

Bilgisayara BAKMAK şu sorumuza yanıt olabilir mi: Yani böyle mi yapıyorsun? - Acaba cinsel koşullanma pornoyla ilintili ereksiyon bozukluğu olan genç erkeklerin daha fazla zamana ihtiyacı olmasına bir yanıt bulmakta yardımcı olabilir mi?

İşte 20lerinin başında olan bir erkek...

“‘Uzaylı’ kelimesi gerçek kadınlarla cinsel birliktelik yaşamak istediğimde nasıl hissettiğimi ifade etmek için kullandığım bir kelimeydi. Bana yapay ve yabancı gelirdi. SANKİ bilgisayar ekranının karşısında asılmaya öylesine koşullanmıştım ki, zihnim gerçek seks yerine onu yapmayı normal zannediyordu.”

Başka bir deneyden:

Buna şu ismi verdim - Caydırıcı Olan Şey Erotik Oldu. Araştırmacı Jim Pfaus dişi farelere cadaverine isimli, çürümüş et kokusunu dişi farelere sıktı. Normalde, çürümüş etten fareler kaçınır. Bu doğuştandır; öğrenilmiş bir davranış değildir. Fareler ölülerini gömerler ve cadaverine ye batırılmış tahta çubuklar korlar.

Deneyin devamında, Jim bu kokan ama istekli fareleri genç, bakir erkeklerin kafesine koydu. Dopamin artışıyla birlikte, bu bakir fareler eşleşti ve bir kaç defa boşaldılar. Bir kaç gün sonra, bu genç erkek fareler hem normal kokan hem de ölü gibi kokan farelerin olduğu kafeslere yerleştirildi.

Cadaverine-koşullanmasındaki erkekler hem KOKMAYAN hem de KOKAN farelerle eşleştiler. Koşullanmamış normal erkeklere bu iki çeşit dişi sunulduğunda - leş gibi kokan dişi farelerin yanına bile yaklaşmamışlardı. 

Peki bu koşullanma ne kadar derindeydi? Bir kaç gün sonra, koşullanmış eski bakirlere cadaverine ye batırılmış tahta çiviler verildi. Bunlarla oynadılar ve kemirdiler - tıpkı o tahta çiviler çikolata ya da vajinal salgılar gibi sevdikleri şeylerin yerine geçmiş gibiydi.

Bir araştırmacı olarak Jim Pfaus şunları söylüyordu...

“Bu bulgu, insanlarda başka zamanlarda caydırıcı olabilecek bir durumun insanlarda cinsel bir parafiliye dönüşümünü açıklayabilir.”

Pfaus’un demek istediği erken cinsel deneyimlerin her türlü fetişi zihinde bağlama gücü olduğu - normalde iğrenç olabilecek şeylerin bile

Bu, bazı porno kullanıcılarının daha fazla uyarılma için girdikleri porno arayışına şaşırmaları ve strese girmelerini de açıklayabilir.

Şimdiki iki erkek pornoyu bıraktıklarında fetişlerinin nasıl azaldığını anlatacaklar...

İlk erkek: “Mastürbasyon yaparken garip pornolara bakardım-- izledikten sonra beni rahatsız edecek pornolara. Beynim hep rahatlamak için daha aşırı pornolara yöneldi. Bunların gerçek fetişler olduğunu sanmıyorum çünkü bu karşımda olsaydı odayı terk ederdim.”

“Pornoya asla geri DÖNMEYECEĞİM, çünkü son nüksetmeden sonra, “normal” pornodan hakikaten garip pornolara geçmem sadece iki haftamı aldı.”

İkinci erkek: “Lise ikinci sınıf öğrencisi olduğumdan beri kadın çamaşırlarının çekiştirilmesi, kölelik, aşağılama, ve koklama fantezileriyle ilgilendim.”

“Bu yüzden bir kaç ilişkim MAHVOLDU. Bıraktığımdan beri, bunların haftalarca aklıma gelmediği oluyor.”

Bu erkeklerin pornoyu bırakmadan önce gerçek heveslerinin ne olduğunu tam bilemediklerine dikkat edin.

Porno tercihlerinin edinilmesinin ardında ne olabilir? Muhtemelen CİNSEL KOŞULLANMA. Cinsel koşullanmanın devam etmesinin ardındaki güç NE olabilir? TÜM kanıtlar dopamini işaret ediyor.

BU DENEY bizlere cinsel koşullanmada dopaminin gücünü gerçek manada gösteriyor - deneyde BAKİR erkek fare hemcins partneri seçmeye koşullanabiliyor.

ARAŞTIRMACILAR erkek bir fareye dopamini taklit edene bir ilaç ENJEKTE ETTİLER -- böylece cinsel heyecan taklit edilmiş oldu - ve onu başka bir erkekle aynı kafese koydular.

Bu iki fare bir gün boyunca takıldılar - ilacın sistemi terketme süresi de buydu. ARAŞTIRMACILAR bu süreci dört gün arayla iki defa daha tekrarladılar.

Bir kaç gün sonra, yeniden koşullanmış farelere seçenek sunulmuştu. Sisteminde ilaç yokken, hem erkek arkadaşının olduğu hem de cinsel olarak istekli bir dişinin olduğu bir kafese girdi. Sizce onu en çok havaya sokan hangi fare olmuştu?

ERKEĞE çok daha fazla ilgi gösterdi: Ereksiyonları daha fazlaydı, daha çok cinsel açıdan inceledi, hatta dişi gibi davetkar davrandı - erkeklerin normal üste binme davranışından farklı olarak.

Araştırmacılar farenin gay olmadığını söyledi, çünkü fare diğer farenin üstüne çıkmaya çalışmıyordu.

Bunu şaşırtıcı bulabilirsiniz - ama bazı porno kullanıcıları zamanla kendi doğal cinsel eğilimlerine uymayan pornolara yöneldiklerini rapor ettiler.

Örneğin şu iki erkeği alalım -İLK ERKEK - Ayak fetişi olan biseksüel birisi olduğumu sanırdım - şimdilerde bundan iğreniyorum. Heteroseksüelim ve kızlardan hoşlanıyorum, ayaklardan değil. Farklı tercihleri olanlara saygım var.

ACABA BAŞKALARININ da beyinlerindeki bütün o fetişler .. uçup gidiyor mu?”

İKİNCİ ERKEK: Ergenliğimin sonlarında internet pornosuna bağımlı oldum - gay seksi benim için oldukça normal ve doğaldı, ama zamanla buna olan ilgimi kaybettim. Heteroseksüel pornoya olan ilgim arttı ve kendimde erkek anatomisine olan ilgimin kadın cinsel organına olan bir fetişe dönüştüğünü farkettim.

“Porno izlemekten vazgeçmeye KARAR verdim - ve zaman içinde, kadınlara olan fetişimin kaybolduğunu mutlu bir şekilde söyleyebiirim. Gay seksi benim için tekrar normal oldu.”

Doğuştan gelen eğilimleri değişmemişti, fakat yüksek dopamin halindeyken sürekli dopamini beslemek hoşlarına giden porno çeşidini değiştirdi.

Yeni porno fetişleri ya da zevkleri edinmek o kadar da alışılmadık değil -2012’de,  yaklaşık 1500 erkek popüler reddit.com sitesinde uzunca bir anketi yanıtladılar.Görebildiğiniz gibi, %56’sı porno zevklerinin “gittikçe aşırılaştığını ya da şapıklaştığını” iletti. Bunların %24’ü her ikisini de yaşarken; %32’si yaşamamıştı.

Psikiyatrist Norman Doidge neler olduğunu The Brain That Changes Itself isimli çok satan kitabında açıklıyordu:“Hastaların heyecan verici bulduğu İÇERİK, web sayfaları kendilerinin farkında olmadan değiştirdiği temalarla ve betiklerle birlikte değişiyordu. ÇÜNKÜ beyin şekillenmesi yapısal olarak rekabetçi olduğundan, yeni ve heyecan verici resimler için olan sayfa tasarımları daha önce kullanıcılara çekici gelen şeylere göre beyin için daha maliyetli.”

Doidge’nin yorumunu görselleştirmek için işte güzel bir yol -İnternet pornosunu işin içine katmak çakışan cinsel yollar oluşturuyor. Bu bir tür doğal seleksiyon. Elbette, Matematik dersindeki Jessica tatlıdır, ama 13 yaşındaki bir çocuk her gün gang bang, cream pie ya da double penetration gibi şeylere mastürbasyon yapıyorsa - Jessica’nın patikaları bununla başa çıkmada zorlanacaktır.

Sebebi şudur: Jessica’yı düşünerek değil, porno ile mastürbasyon yapmaktadır. Beyni sürekli bu arzuları mastürbasyon ve boşalma ile desteklemektedir.

Hatırlayın - aynı anda harekete geçen sinir hücreleri birbirine bağlanırdı - ister cadaverine + boşalma olsun, ister hard core videolar + mastürbasyon olsun

Bu sarı ok sadece bir çizgiden daha fazlası... Şu kırmızı çizgiler güçlenen ve daha etkin hale gelen sinir yollarını gösteriyor. Yani, aynı anda harekete geçen sinir hücreleri … birbirine bağlanıyor.

...ve onları birbirine bağlayan, cinsel koşullanmayı kolayşatıran şey, DeltaFosB isimli özel molekül.

Peki cinsel koşullanmanın arkasındaki şeyin dopamin olduğunu söylememiş miydim?

Öyle! Dopamin dalgaları DeltaFosB’nin üretilmesi için ödül döngüsündeki tetikleyicidir, ve DELTAFOSB salgılanan dopamin miktarına oranla BİRİKİR.

Şu resim DeltaFosB’nin kronik bir aşırı tüketimde nasıl biriktiğini gösteriyor. DeltaFosB’yi özel kılan şey beyinde uzun süre kalmasıdır.DeltaFosB seviyeleri yükseldikçe - Beyni “onu” istemeye programlar - “o” şey ne ise. Bu DÖNGÜSEL bir SÜREÇ yaratabilir - istemek yapmaya dönüşür - bu da daha çok dopamin anlamına gelir, yani bu da deltafosbnin üretimini tetikler... böyle devam eder.

Basite indirgersek - DeltaFosB’nin işi bize hatırlatmak ve tekrarlatmaktır.Mesajı şudur: “Bu aktivite gerçekten çok önemli, ve bunu sürekli yapmalısın.”

DeltaFosB bunu GÖRÜNTÜLERİ, SESLERİ, DUYGULARI, HİSLERİ ve HATIRALARI, zevk doruğu gibi büyük ödüllerl birbirine bağlayarak yapar. Bu da ödül merkezimi harekete geçiren bir DÖNGÜ YARATIR.

Harekete geçtiğinde, bu döngü isteme hissini - ya da kıvranma hissini yaratır.

Analoji zamanı: Dopamin tıpkı otoyol inşaatında çalışan ekibin USTABAŞI gibidir, işçiler ise DELTAFOSB gibidir.

Dopamin emirleri bağırarak duyurur - “Şu deneyimleri bir araya getir,” - böylece DeltaFosB yolları inşa eder.

Kilit nokta şudur: DeltaFosB yok olduktan çok sonra, arzulama döngüleri kalır, TIPKI inşaat ekibi bir sonraki iş için mekanı terk ettiğinde yolların kalması gibi.

Bu beyin otoyolları ya da döngüleri erken cinsel deneyimlerin bu kadar güçlü ve uzun etkili olabilmesinin sebebidir.

Peki bu aynı döngü başka HANGİ durumlarda olur?

Bu tüm bağımlılıklarda olur. Kronik aşırı uyuşturucu kullanımı ya da doğal ödüller dopaminin yüksek kalmasına sebep olur - bu da DeltaFosB birikmesine sebep olur ve beynin buna kıvranması için yeni yollar inşa eder.

Örneğin - Uzun süre alkolden uzak kalan bir alkolik bile, BİR TETİKLEYİCİ yüzünden eski bağımlılık patikalarını harekete geçirebilir, bu da kıvranmalara sebep olur, ki bu da nüksetmelerin ardındaki mekanizmadır.DUYARLILAŞMA bu derinlerdeki değişmez bağımlılık patikalarının inşaasına verilen teknik isimdir.

2001’de yapılan bu çalışmada gördüğünüz gibi, DeltaFosB’nin bağımlılıklarda rol alan TEMEL anahtar olduğu bir süredir biliniyor.

Fakat açıkçası, bu DeltaFosB anahtarı bizleri bir şeylere bağımlı kılmak için evrimleşmemişti.Bir kaç yıl sonra sürdürülen araştırmalar gösterdi ki - DeltaFosB’nin gerçek fonksiyonu YÜKSEK YAĞLI, yüksek şekerli yiyeceklere ve cinsel fırsatlara dikkat ettirmek için hayvanları kıvrandırmak. Bu haliyle evrimsel mantığa uyuyor.

Bir ergen için evrimsel olarak mantıklı olan bir diğer şey de seks hakkında pek çok şey öğrenmek ve detayları hatırda tutmaktır - BÖYLECE bu fırsat karşısına çıktığında şansını ARTTIRABİLİR.2010 YILINDA, BİRKAÇ yeni araştırma DeltaFosB’nin cinsel koşullanmada uzun dönem beyinsel ve davranışsal değişimlerin ardında rol aldığını pekiştirdi.

Böylelikle bu yılın başlarında - bu çalışma bir araya getirildi.

ALINTI: Doğal ve yapay ödüller sadece aynı beyinsel patikaları kullanmakla kalmıyor, aynı moleküler arabulucularla birleşiyorlar ve muhtemelen aynı sinir hücreleriyle... iki farklı ödül tipini de “istemek” için... belirleyici olmakta.

Bunun anlamı bağımlılık yapan uyuşturuculara, sekse ya da pornoya olan kıvranmalar - aynı mekanizmaları ve beyin patikalarını kullanıyorlar - DeltaFosB de bunlara otobüs şoförlüğü yapıyor.

Ayrıca BUNUN ANLAMI davranışsal bağımlılıklar tıpkı uyuşturucu bağımlılığında olduğu gibi aynı temel mekanizmaları kullanıyorlar ve aynı beyin değişikliklerine yol açıyorlar

Acaba bunun anlamı cinsel koşullanma bir bağımlılık mıdır? HAYIR değildir. Cinsel koşullanma tüm ergenlerin yaşadığı doğal bir süreçtir; bağımlılık patolojiktir.Yine de, DeltaFosB ikisinde de ortaktır.

GÖREVİ hatırlamak ve ödüllendirici davranışları tekrarlamaktır - ister bu SİGARA İÇMEK OLSUN, ya da ölü gibi kokan bir dişiyle SEKS YAPMAK  olsun, ya da favori fetiş pornonuz için internette SURF YAPMAK olsun.

Eğer bir genç çok fazla internet pornosu izliyorsa, nerede cinsel koşullanma bitip, porno bağımlılığı başlar? Buna basit bir cevap YOK, çünkü ikisi de aynı beyin memkanizmalarını kullanıyorlar.Yaşlı erkekler genelde ne zaman bağımlı olduklarını genelde anlayabilirler çünkü internet pornosu yokken “normal” olanın ne olduğu biliyorlardı.

23 yaşındaki birisi 12 yaşından beri sadece porno kullanıyorsa kendisinin zoraki kullanma sınırını geçtiğini nasıl anlayacak?

Şimdilerde akıcı hard-core videolar tüm yaşlara hitap ettiğinden, insanlık yeni bir paradigma ile karşı karşıya.

ELBETTE, internet pornosu seks değildir, fakat beynimizdeki cinsel uyarılmaya olan dopamin tepkisini harekete geçirir - sürekliCinsel uyarılmanın ötesinde, internet pornosu dopamin dalgalanması sürekli tutabilecek niteliklere sahiptir.YENİLİK, ARAMAK ve bulmak, ŞOKA düşüren ya da şaşırtan materyal bulabilmek - tüm bunlar dopamini ayrı ayrı ya da hep birlikte arttırır.

DOPAMİN düşmeye BAŞLADIKTAN sonra, bir sonraki resme ya da videoya tıklar, ve tekrar asılırsınız - bunu Playboy magazinleriyle ya da kiralık DVD’ler ile yapamazsınız.

Bazı kullanıcılar bu yüksek uyarılma halini - yani yüksek dopamini - saatlerce boşalmayı kasten geciktirerek korur.Çoğu kişi mastürbasyon yapmadan porno kullanır: HAVA ALANLARINDA, İŞTE, KÜTÜPHANEDE, ya da okulda AKILLI TELEFONLARINDA, belki de yemek yedikten sonra gece saat ikide yatana kadar.Porno içeriği daha aşırıya gitmekle kalmamış, ulaştırma sistemi de bundan nasibini almıştır - porno artık her yerde, ücretsiz, her yaşa ulaşabilen ve her zaman ulaşımı mümkün bir mal haline gelmiştir.

Bu da bizi teknoloji en adapte kullanıcı segmentine götürüyor:- ErgenlerOdada bir fil var, ve HENÜZ hakkında konuşmaya başlamadık - Bu da Ergen Beyni.

Ergen beyni deneyimsiz erişkin beyni demek değildir.ANATOMİK OLARAK, biyokimyasal olarak, ve psikolojik olarak çocuk beyninden ve erişkin beyninden farklı bir beyinden söz ediyoruz.

Bu farklar iki ana kategoriye giriyor:İLKİ heyecan arayan ilkel beyin ile daha çok evrimleşmiş mantıksal beyin arasındaki güç dengesizliğiİKİNCİSİ yeni beyin bağlantılarının patır patır çoğalması - bu da hızlı yıkım ve yeniden organizasyonlarla oluyor.

İlk özellik ile başlayalım.Ergenlik zamanında, geçici bir dengesizlik oluşur.Beynin “SEKS, uyuşturucu ve rock&roll” kısmı aşırı güçlüdür - burası Ödül Döngüsüdür...Diğer yandan aynı zamanda beynin “DÜŞÜNSEN İyi olur” kısmı HALA yapım aşamasındadır: Aslında, 25 yaşına kadar ön loblar tam olgunluğa ulaşmaz.

Peki ergen ödül döngüsü nasıl oluyor da çok daha güçlü “Haydi yap şunu” sinyalleri yollayabiliyor?İlki - ergen beyni erişkin beyninden çok daha fazla dopamin salgılıyor.İkincisi  - beynin dopamine ve diğer heyecan verici nörokimyasallara olan duyarlılığı daha yüksek. 15 yaşında tavan yapıyor.

Bu daha fazla dopamin ve daha çok dopamin reseptörü kombinasyonu yenilik aramayı birden arttırıyor.

Aslında, yapılan bir çalışmada ergen beynindeki ödül döngüsü aktivasyonunun yetişkinlere göre herhangi bir olay karşısında çok daha kolay harekete geçtiği öğrenildi.

Genç beyinler daha fazla dopamin ve diğer ödül nörokimyasalları salgılamakla kalmıyor, daha yüksek seviyelerde DeltaFosB ÜRETİYORLAR.

Bunu zaten görmüştük, DeltaFosB cinsel koşullanmanın kalbi.

Daha yüksek dopamin ve DeltaFosB’nin SONUCU ergenler bağımlılıklara karşı erişkinlerden çok daha dayanıksız.Ayrıca gençlerin daha zayıf kontrol sinyalleri var. Ne yazık ki, heyecana olan ergen duyarlılığını başlatan seks hormonları ön lobun gelişini hızlandıracak hiçbir etki yaratmıyor.Ön lob dürtüleri KONTROL eder, uygunsuz davranışları KISITLAR, ve hareketlerin sonuçlarını TARTAR.

Genç beyni tıpkı Ferrari motorunu Ford Pinto frenleriyle kullanmak gibidir - o yüksek güçlü ödül döngüsünden gelen dürtüler henüz gelişmemiş ön loba baskın gelebilir.

Gençler genellikle seçimlerini duygusal dürtülerle yaparlar, ve “hadi yap şunu” sinyalinin sonuçları yüzünden problem yaşarlar.

Tekrar ediyorum, bu bir kaza değildir...Bu güç dengesizliğinin evrimsel bir amacı vardır. Tüm sosyal memeliler ergenlikte aynı karakteristik özelliği sergilerler:Risk alımı ARTARHis arayışı ARTARTÜM hayvanlar seks için delirir; evi terkeder; yeni alanlar ararlar; ve sonunda grubun dışından eşler bulurlar.

Amaç - aynı soydan çiftleşmeyi engellemektir.

GÜnümüzde, ergen insanlar - aynı dürtülerle harekete geçerek - karşılaşmak için hiç de evrimleşmedikleri risklerle yüzleşirler: MOTORSİKLETLER, HIZLI ARABALAR, EĞLENCELİK UYUŞTURUCULAR, VİDEO OYUNLARI, ABUR CUBUR, VE tabi ki... İnternet pornorsu.Ergen beyninin ikinci ana özelliği özellikle erken ergenlik döneminde yeni sinir bağlantıları patlamasıdır (belki 50-100 milyar adet), bu da hızlı yıkım ve yeniden organizasyonlarla gerçekleşiyor.Diğer yandan, beyin 11 yaşından itibaren küçülmeye başlar - fakat fonksiyonları daha düzenli ve etkin hale gelir.

Bu süreç bir gencin çevresindeki her şeyi öğrenmesine yardımcı olur, ve bunu önemli yeni deneyimler ve hatıralar olarak bağlar - “beraber çalışan beraber bağlanır” prensibine göre.Bu süreci daha iyi anlamak için, beyinde tekerlek izleri ya da patikalar oluşumunu düşünün.

Yeni patikayı kullandıkça oradan geçmesi kolaylaşır.

Bu tekerlek izleri HATIRALARA; YETENEKLERE; ALIŞKANLIKLARA ve HATTA başa çıkma yeteneklerine dönüşür.

Kilit nokta - Muhtemelen pekişmiş bir patikayı kullanıyorsunuz - bunu istemeseniz bile. Bu da en az dirençli tekerlek yolu oluyor.

Üst düzey ergen beyni uzmanı, JAY GIEDD, bu süreci “kullan ya da kaybet” prensibiyle açıklıyor.

“Kullanılan BU HÜCRELER ve bağlantılar hayatta kalır ve gelişir. Kullanılmayan hücreler ve yollar solar ve ölürler. Yani bir genç müzik, spor ya da akademik çalışmalarla ilgileniyorsa, bu hücreler ve bağlantılar sıkıca bağlanır. Eğer video oyunları oynuyor ya da MTV izliyorsa, bu hücreler ve bağlantılar hayatta kalacaktır...”

Şüphe YOK ki ergenlik zamanında cinsellik için olan hücreler ve bağlantılar hayatta kalır. Soru şu - bu döngüleri hangi girdi şekillendirecek?

Ergenlerin çağlar boyunca adapte oldukları devasa çeşitlilikteki çevresel ortamları ve kültürleri gözünüzün önüne şöyle bir getirin.

Bu adaptasyon pek çok cinsel gelenek İÇİN iyi işlev gördü ve gerçek eşlerle pratik yaptı.

ANCAK, günümüzde 13 yaşındaki birisinin patikaları hardcore piksellerle ve sürekli yenilikle şekilleniyor olabilir - belki de ilk cinsel deneyiminden ya da ilk öpüşmesinden yıllar önce.

Fareye tıklamak, kabileyi terkedip doğurgan eşler aramanın YERİNE GEÇTİ.

Ekrana yapışık haldeyken, genç bir erkek kur yapmayı ya da potansiyel eşlerle iletişime geçmeyi ÖĞRENMİYORDUR - ki bu ergenliğin en temel görevleridir.

Hem beyni de flört etmeye, feromonlara ya da normal oranlardaki üç boyutlu partnerlere bağlanmamaktadır.

Sonuç olarak, UCLA biyoloji profesörü Jay Phelan ve yardımcı yazar Mean Genes’in belirttiği gibi  - “Ödül döngüsünde AŞIRI TÜM uyaranlar evrim sürecindeki davranışlar değildir ve sorunludur.

TIPKI crack ya da KrispyKreme çöreklerinde olduğu gibi, internet pornosu da bir başka uyumsuzluk örneğidir....….. modern dünyamızdaki bu fenomen bizleri evrimsel zamanımızda göstermiş olduğumuz adaptasyona aykırılık göstermektedir.....

BU mekanizma henüz internet pornosu için uygun değil.

Pornonun Cinsel Etkileri (Kalkmaması) Bölüm-4

2 yorum
#4. Kısım
İşte psikiyatrist Norman Doidge’den bir alıntı daha:
Müstehcen erkek dergilerinin arka sayfaları ve internet pornosu siteleri Viagra benzeri ilaçların reklamları ile doludur. Hâlbuki bu ilaçlar yaşlı erkeklerin yaşlanmaya ve penisteki kan damarlarının tıkanmasına yönelik olarak geliştirilmiştir. Günümüzde internette porno sörfü yapan erkekler muazzam bir iktidarsızlık, ya da örtmeceli tabiriyle “ereksiyon bozukluğu” yaşıyor. Bu yanıltıcı terim erkekleri sorunun penislerinde olduğunu düşünmeye yöneltiyor, fakat problem kafalarının içinde… Çok azı tükettikleri pornografi ile iktidarsızlıkları arasındaki ilişkinin farkında.”
Porno kaynaklı EB probleminiz varsa, beyninizi değiştirmişsiniz demektir. Bu kadar basit bir şey bu… Peki, ne yapacaksınız? Kullandığınız tüm pornoları bırakmanız gerekiyor.
Bunun anlamı, herhangi bir bağımlılıktan kurtulmak karmaşık bir süreçtir ve pek çok değişimi ihtiva eder. Bu nedenle lütfen size kendinizi iyi hissettirecek tüm destek kanallarını gözden geçirir. Çoğu erkek için, pornoyu bırakmak zordur.
EB’yi tersine çevirebilmek için, beyninizi yeniden dengelemelisiniz. Bunun iki açısı vardır ki bu da bize göre yeniden başlatmak ve yeniden bağlamaktır.
“Yeniden başlatmak” ödül döngünüzün duyarlılığını normal hale geri döndürmek anlamına gelir. Dopamin reseptörlerinin (sizin için) eski haline dönebilmesi için zamana ve uyarılmaları radikal bir biçimde azaltmaya ihtiyacınız var. “Yeniden bağlamak” ise alışılagelmiş porno patikalarının kullanılmamaya bağlı olarak zayıflamasını sağlamak ve kendinizin idareci kontrol patikalarınızı güçlendirmektir.
Brain%20signals Hatırlayın, aşırı uyarılma sinir hücrelerinin dopamin reseptörlerinin sayısını azaltmasına sebep oluyordu. “Ödül döngüsünün duyarlılığını geri döndürmek” dopamin reseptörlerin sayısını arttırmak anlamına gelir. Porno kullanımı olmadan zaman içinde, içinizde yeni reseptörler filizlenecek.
Beyniniz iyileştikçe, kolaylıkla tahrik olabilecek ve penisiniz daha duyarlı hale gelecek. Zaman geçtikçe, dopamin seviyeleri eski haline dönecek. Gerçek cinsel partnerlere olan ilginizde artış bekleyebilirsiniz. Aynı zamanda doğa yürüyüşü, bir köpek beslemek, ya da bir yabancının size gülümsemesi gibi günlük aktivitelerden daha fazla zevk duyacaksınız.
Yine de, iyileşme süreci doğrusal değildir. İdeal dengenizi bulana kadar diplere ve tepelere hazırlıklı olun. En sık karşılaşılan “diplerden” biri duygu çöküntüsü ya da can sıkan arzulanmalardır. Böyle zamanlarda, nüksetme çok yüksek bir olasılıktır, bunun da sebebi beyinde yaratmış olduğunuz derin porno patikalarıdır.
İyileşme sürecinde porno patikalarını bu kadar davetkâr kılan şey ödül döngünüzün hala uyuşmuş olmasıdır. Dopamininizi yükseltecek ne varsa ona hasret duyarsınız. İyi haber ise ödül döngünüz eski haline döndükçe pornodan kaçınmak kolaylaşır. Aynı zamanda peşine düşmeye evrimleşmiş olduğunuz gerçek hayat zevkleri pornonun yerine geçer.
Porno patikaları zayıfladıkça ödül döngünüz eski duyarlılığını geri kazanır ve libidonuz eski haline döner. Bir geri çekilme periyodundan sonra,  cinsel uyarılarınız ve cinsel tatmin için pornoya bağlı kalmak zorunda olmazsınız.
Fakat resimde de görebileceğiniz gibi, porno patikaları zihninizde kalmaya devam eder. Kaybolmaya yüz tutmuş olsa da, asla yok olmayacaktır. Bu nedenle porno kullanımına asla dönmemelisiniz. “İşleri oluruna bırakın.”
Brain%20pathways
Pornoyla ilintili EB sorunundan kendini kurtaran erkeklerin tavsiyelerine bakalım. Sizin için en iyisinin ne olduğuna kendiniz karar vermelisiniz.
Porno yok
Porno fantezisi yok
Mastürbasyon yok (geçici olarak)
Orgazm yok (geçici olarak)
İnsanlarla iletişim, sosyalleşmek (acilen)
Yerine geçen aktiviteler (acilen)
İyileşmenin en iyi yolu zihninize tüm yoğun cinsel uyarılardan uzun bir ara vermektir. Başlangıçta, çoğu iyileşme aşamasında olan kullanıcı mastürbasyonu ve cinselliği porno fantezisi ile iç içe bulur. Sonuç olarak, beyinlerindeki mevcut porno patikalarını harekete geçiren bu iki şeyden de uzak durmaları gerekir.
Peki, ne kadar süre boyunca? Değişir. Aslında, tüm süreç için gereken süre oldukça değişkendir. Bu süreç sağlığınız, yaşınız ve beyninizi ne kadar değiştirdiğiniz ile alakalıdır.
Eğer bu süre zarfında mastürbasyon yapmak isterseniz, sadece fiziksel, tensel hislere odaklanın. Fanteziyi es geçin. Mastürbasyon arzulanmaları ve nüksetme ihtimalini arttırdığı için, bazı erkekler onları süreçte geride koyduğunu düşürür. Biz de düzenli mastürbasyon yapan kişilerin EB sorununu çözdüğüne henüz rastlamadık.
İyileşme sürecinde en önemli faktör insan iletişimidir. Çünkü tüm bağımlılıklar bizim beynimizdeki sevgi ve bağlılık mekanizmalarını suiistimal ederler. Aslında, bilim adamları aşkın da dopamin kaynaklı bir tür bağımlılık olduğunu düşünmektedir.
Dopamin dalgalarınızın doğanın istediği şekilde dalgalanmasına izin vermelisiniz – bu insanlarla arkadaşlık kurma yoluyla ya da bir evcil hayvanla olabilir. İyileşmenin bir diğer önemli hususu da pornonun yerine geçecek olan ödüllendirici aktivitelerde bulunmaktır.
Daha iyi hissetmeden önce daha kötü hissetmeye hazırlıklı olmalısınız (ve daha az libidonuzun olmasına). Bir adam şöyle diyor:
“Hafif baş ağrıları ve huzursuz uykular hariç, diğerlerinin bahsettiği geri çekilme sendromlarını yaşamadım. Bunun yerine, hiçbir şey hissetmiyordum. Sanki libidom yoktu. Sabahları çadırı dikmiyordum. Kamyon devirmiyordum. Ulu orta kalkmıyordu. Arzulanma oktu. Azmıyordum.”
EB’si olan çoğu erkek aynen bu tepkiyi verir. Onlar “monotonlaşırlar”, ya da haftalarca libidoları olmaz. “Uyuşturucularını” bıraktıkları için, beyinlerinin bunu telafi etmesi için zamana ihtiyacı vardır.
Diğer geri çekilme semptomları oldukça değişken olabilir. Sık rastlananlardan bazıları: anksiyete, uykusuzluk, baş ağrıları, duygu dalgalanmaları, anti-sosyal hisler, yoğunlaşma problemleri ve anlık yoğun arzulanmaların sık sık yaşanması gibi. Bir başka erkek de şunları söyledi:
“Şu an itibariyle 22 gündür P,M, ve O’dan uzak duruyorum ve kesin olarak söyleyebilirim ki daha iyi hissediyorum. Tıpkı diğerlerinin söylediği gibi bu doğrusal bir iyileşme değil. Libidom da çok düşük durumda… Bir bara gitsem hiçbir şey beni havaya sokmaz, hâlbuki gördüğüm kadınların çok çekici olduğunu söyleyebilirim.”
(Bu adamların hikâyelerine buradan ve buradan ulaşabilirsiniz. Dili İngilizcedir.)
Tekrar söylüyorum, iyileşme zaman alan bir süreçtir ve doğrusal değildir. İki ay sürmesi garipsenmez ve potansiyel olarak devam edilmesi halinde yine iyileşme görülecektir. Bu süre zarfında, bazı günler diğerlerine göre penisiniz ve libidonuz için daha iyi geçecektir.
İyileşme sürecinde, arzulanmalarla başa çıkmak için porno kullanmanın faydası yoktur. Bir adamın söylediğine göre,
“Beynimin içindeki hisler bana resmen “Haydi ama! Porno dünyasında neler olup bittiğini görmek istemiyor musun??” diyor. Bunu bile yazmak beynimde bir şeyleri tetikliyor.
Şunu söylemem gerekir ki beynin kendini nasıl tekrar bağlayabileceği ve neden pornonun oluşturduğu pek çok bağdan beyni kurtarmak gerektiğini bu makalelerde görmek mantıklı geliyor. Bu süreç gerçekten işe yarıyor. Hissedebiliyorum.”
Libidonuz tipik olarak iyileşme sürecindeyken düştüğünden, bir tepkiyi tetikleyip tetiklemediğini görmek için kendinizi porno ile sınama güdünüz olabilir. Bu ters teper çünkü beyniniz henüz iyileşmemiştir. “Kullanmıyorsan at gitsin” yaklaşımı iyileşmekte olan bir ödül döngüsünde işe yaramaz. Merak etmeyin, penisiniz iyi olacak.
Diyelim ki bileğinizi burktunuz ve üstüne hiçbir ağırlık bindirmemelisiniz. Sizce bu bileğinizi gökyüzünde dalış yaparak test etmek ne kadar mantıklıdır? Pornoya geri dönmek sadece beyninizdeki porno patikalarını tekrar harekete geçirir. “İki adım ileri, bir adım geri” yapmak yolculuğunuzu çok daha zorlaştırır.
Bu mücadelede kimse tüm yanıtlara sahip değil. Sadece siz beyninizi ve bedeninizi bilebilirsiniz. Sizin için denemek ve hangi şeylerin sizin için işe yaradığını bulmak önem arz ediyor. Buradaki bilgileri alın ve başka yerdekileri, böylece geminizi nasıl idare edeceğinizi öğrenin.
Son olarak, iyileşmekte olan bir başka adamın sözleri… (Kendisi yirmi senedir her türlü aşırı materyali ve pornoyu kullanmış ve gittikçe kötüleşen EB sorunu olan birisiydi)
“Pornosuz, mastürbasyonsuz, fantezisiz ve orgazmsız devam ettikçe, erekte olmamak da gitgide zorlaşıyordu J Sadece birkaç ay önce yaşadığım EB sorunları ve zayıf boşalmaların hepsi gitmişti. Bedenim iyileşmişti. Yani, porno ve mastürbasyondan uzak durursanız cinsel arzularınız artacaktır. Üstelik bu iyi yönde olacaktır.”
Daha fazlasını öğrenmek için, www.yourbrainonporn.com u ziyaret edin. Bilimsel, ticari olmayan bu sitede okuduğunuz makaleyi destekleyen araştırma sonuçlarına, iyileşmekte olan kullanıcıların öykülerine ve tüyolarına, SSS’lere ve benzer makalelere ulaşabilirsiniz.